Uncategorized

türkiye’de kumar yargı yetkisi midir 4

Yasa dışı bahis: Türkiye’de sektör devletin müdahalelerine rağmen neden büyüyor? BBC News Türkçe

Maddesindeki düzenlemenin doğrudan uygulanabilir, emredici bir hüküm olmadığı, yasama organına izin veren bir hüküm olduğu, norm çatışmasının Anayasa- Sözleşme çatışması değil, yasa – sözleşme çatışması olduğu[567], oda hapsi cezası verilip verilemeyeceği ile ilgili olarak  AİHS’nin 5. Maddesinin doğrudan uygulanması gerektiği kanaatini taşımaktayız. Çünkü Anayasa kurallarının üstünlük bakımından ”Başlangıç’taki İlkeler, Cumhuriyetin niteliklerine ilişkin ilkeler, temel hak ve özgürlüklere ilişkin ilkeler, maddi anlamdaki diğer kurallar ve şekli anlamdaki kurallar” olarak sıralanması mümkün ise de bağlayıcılık bakımından aralarında fark bulunmamaktadır. Bu nedenle Anayasanın herhangi bir kuralının başka bir kuralına aykırı sayılarak uygulama dışı ve etkisiz bırakılması düşünülemez. Yukarıdaki düzenlemelerden de görüleceği üzere, Disiplin Mahkemelerince verilen oda hapsi cezasının infaz şekli, bireyin bedeninin bir yere kapatılması sonucunu doğurduğundan kişi hürriyetini sınırlar niteliktedir. Göz hapsi cezası daha geniş hareket serbestisi bulunmakla birlikte AsCK’nun 21. Maddesinde kişi özgürlüğünü sınırlayan bir ceza olarak kabul edilmiştir. Madde 15/2′ ye göre, savaş halinde, hukuka uygun savaş eylemlerinin sonucu olarak meydana gelen ölüm olayları da sözleşmenin 2.

  • 5651 sayılı Kanun’da koruma altına alınan “kişilik hakları” ise kategorik olarak şahıs varlığına dair haklarındandır.
  • Futbol faaliyetinde bulunan kulüpler, TFF yönetim kurulunun belirleyeceği tescil koşul ve esaslarını yerine getireceğini taahhüt etmekte[87] ve tescil ücretini öderse tescil edilmekte ve “tescil belgesi” verilmektedir.
  • Türk Hukuku’nda iki türlü arama olup, bunlar idari/önleyici arama veya önleme araması ve adli, yani suç kolluğu tarafından yapılan aramadır.

Aynı şekilde, bir memurun alması gerekenden daha az maaş aldığı[587] ya da maaşından kesinti yapıldığı[588] iddialarının da medeni hak talebine ilişkin olduğu kabul edilmiştir. Askeri Yüksek İdare Mahkemesi oda hapsi disiplin cezasının iptali istemiyle açılan bir davada bu görüşü benimseyerek AİHS ile iç hukuk çatışmasının, yasa – sözleşme çatışması değil Anayasa – Sözleşme çatışması olduğuna oyçokluğuyla karar vermiştir[564]\. Kayıt bonusunu kap, ücretsiz oyunun keyfini sür. paribahis\. Yasaya uygun olarak tutuklama yapılması veya yasaya uygun olarak tutuklu bulunan bir kişinin kaçmasının önlenmesi için, olayın özel niteliğine göre, kuvvete başvurma “mutlak zorunluluk” haline gelmiş ve kuvvete başvurmanın sonucu olarak tutuklanmak istenen veya kaçmaya kalkışan kişi ölmüşse, sözleşmenin 2. Maddesinde bu durum yaşama hakkının ihlali niteliğinde görülmemiş, hukuka aykırı bir davranış sayılmamıştır. Şüphesiz Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin getirmiş olduğu en temel hak, 2.maddesiyle[497] düzenlenen yaşam hakkı olmuştur. Maddenin ilk cümlesinde “herkesin yaşam hakkı yasanın koruması altındadır.” Denilerek ayırım gözetmeksizin tüm insanların yaşamını kanun himayesine almıştır. 1.fıkranın 2.cümlesinde de mahkemece yasaya uygun bir suç nedeniyle hükmedilen ölüm cezası dışında hiç kimsenin kasten öldürülemeyeceği yasağı getirilmiştir.

Maddesine[94] göre, TFF’nin başta ulusal ve uluslararası müsabakalar olmak üzere bütün faaliyet ve işlemleri, spordan sorumlu Devlet Bakanlığı’nın gözetim ve denetimine tabidir[95]. Bu gözetim ve denetimin sağlanması bakımından TFF, spordan sorumlu Devlet Bakanlığı’nın “ilgili kuruluşu” olarak gösterilmektedir[96]. Profesyonel dallar, GSGM Genel Müdürü’nün, Merkez Danışma Kurulu’nun da görüşünü almak suretiyle yapacağı teklif üzerine, GSGM’nin bağlı bulunduğu Bakanlık tarafından saptanmaktadır. Maddesine göre, spor kulüpleri profesyonel takımlarını, Türk Ticaret Kanunu (TTK) hükümlerine göre kuracakları ya da kurulmuş şirketlere devredebilmektedir. Bu hükümle,bazı mekanlarda tütün mamulü kullanılması halinde idari para cezası verilmesi koşullarının düzenlendiğini görmekteyiz. Ancak anılan fiil Kabahatler Kanununda üç fıkralık bir “kabahat” şeklinde düzenlenmiş olmakla birlikte anılan fiil çok daha ayrıntılı ve geniş kapsamlı olarak bir kanun konusu (4207 SK) olmuştur. Suçun oluşması için bu unsurlar gerekmekte olup, buradan yetkili makamların “açık ve yazılı” izniyle yukarıda belirtilen işgal halinin olabileceği ve suç oluşmayacağı sonucuna varıyoruz. Ancak böyle durumlarda bazen işgalci için olmasa da yetkili makam için suç oluşabilir.

İnfazın hükümlünün istemi üzerine ertelenmesi müessesesi, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 17. Maddeye göre; kasten işlenen suçlarda üç yıl, taksirle işlenen suçlarda ise beş yıl veya daha az süreli hapis cezalarının infazı, çağrı üzerine gelen hükümlünün istemi üzerine, cumhuriyet başsavcılığınca her defasında bir yılı geçmemek üzere en fazla iki yıl süre ile ertelenebilir. Erteleme, hükümlünün güvence göstermesine veya uygun görülecek başka bir koşula da bağlanabilir. Terör suçları, örgüt faaliyetleri çerçevesinde işlenen suçlar ve cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlardan mahkum olanlar, mükerrirlere özgü infaz rejimi uygulanmasına karar verilenler ile disiplin veya tazyik hapsine mahkum olanlar, infaz ertelemesinden faydalanamazlar. Yer bakımından yetki kuralları; yargı çevrelerinin, ülke mahkemeleri arasında coğrafi olarak dağılımını ifade ederek, kovuşturmaya konu suçun hangi yer mahkemesinde görülmesi gerektiği sorununu çözümler. Bu bölünme uyarınca her mahkemenin yetkisi, kendisine düşen coğrafi alanla, bir başka ifadeyle yargı çevresi ile sınırlıdır. Ceza Muhakemesi Kanunu’nun “Yetkili mahkeme” başlıklı 12.

Fıkrasında “Silahlı Kuvvetler Mensupları ile hakimler ve savcılar hakkındaki hükümler saklıdır.” şeklinde bir düzenleme ile bu personel hakkındaki uyarma ve kınama cezası dışındaki cezaların da yargı denetimi dışına bırakılıp bırakılmaması kanun koyucunun takdirine bırakılmıştır. Kanun koyucu ise bu konudaki takdir yetkisini, disiplin amiri tarafından verilen bütün cezaları yargı denetimi dışında tutarak kullanmıştır.[720] 1602 Sayılı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanunu ile de asker kişiler hakkında disiplin suç ve tecavüzlerinden verilen cezaların yargı denetimi dışında tutulduğu (md.21/3)[721] görülmektedir. Mahkeme, Engel ve diğerleri/Hollanda kararında, disiplin cezalarının infazında askerlerin rütbelerine göre farklı muamele yapılmasının[649] Sözleşme’nin 14. Maddede geçen “veya herhangi başka bir durum bakımından” ifadesinden de anlaşılacağı üzere, maddede gösterilen ayrımcılık nedenlerinin sınırlı olmadığını, ayrıca özgürlüğü kısıtlamayla sonuçlanan bir ceza veya tedbirin infaz tarzına ilişkin bir farklılaştırmanın da 14. Disiplin cezalarını vermeye yetkili olan makam ve organlar 657 SK’nun 126. Maddeyle, disiplin cezalarını vermeye yetkili olan makam ve kurullar cezaların ağırlık derecesi esas alınarak, disiplin amirleri, atamaya yetkili amirler ve yüksek disiplin kurulu şeklinde belirtilmiştir[359]. Bu konuda “Kişinin Tarafı Olduğu Konuşmayı Rızasız Kaydetmesi” başlığı altında daha önce bir yazı yazmıştık. En anlaşılır ve genel olarak bilinen haliyle “idari cezalar” başka isimlerle de ifade edilmektedir. Bunlardan sık kullanılan ikisi “yaptırım” ve “müeyyide”dir.

Bu hakkın kullanılmasına, kanunun öngördüğü hafif suçlar bakımından yada ilgilinin ilk derece en yüksek dereceli mahkeme tarafından yargılanmış olması halinde veya beraatını müteakip bu karara karşı bir kanun yoluna başvurulması üzerine sorumluluk ve mahkumiyet kararı verilmesi hallerinde istisna getirilebilir.” denilmektedir. AİHM’nin genişletici nitelik taşıyan özerk yorumu neticesinde disiplin cezaları, konu ve ağırlıklarına göre Sözleşme’de düzenlenen bazı haklar kapsamında kabul edilebilmektedir[644]. Örneğin bir memurun bir gazetede yaptığı basın açıklaması nedeniyle verilen bir yıl kademe ilerlemesinin durdurulması cezasıyla ilgili başvuruyu Sözleşme’nin 10. Maddesi kapsamında esastan incelemeye almış olması gibi[645]. Görüldüğü üzere, yükümlü askerler için özel hayat hakkı yönünden Anayasal içerikli sınırlar söz konusu iken, haberleşme gizliliği yönünden kanunla sınırlama öngörülmüştür. Bunu her iki hak için de geçerli bir uygulama ile açarsak, meselâ istihbarat yönergeleri gereğince erbaş ve er mektuplarının okunması, Silahlı Kuvvetlerin Kanun’un saydığı kurumlardan olmasından dolayı haberleşmenin gizliliğinin ihlali sayılmaz. Aynı şekilde, askerî disiplin ve güvenlik ihtiyacı özel hayat hakkının da kapsamını belirlediğinden salt bu amaçla sınırlı ve ölçülü bir uygulama Anayasa’ya uygun kabul edilecektir. Hiç şüphesiz mektuptaki kişisel bilgilerinin, askerî disiplin ve güvenlik gerektirmedikçe üçüncü kişilere aktarılması hem özel hayatın hem de haberleşmenin gizliliğini ihlal eder. Bu hususta İç Hizmet Yönetmeliği’nin 178 ve 180.maddelerindeki, komutanların, yasak belge, yayın ve propaganda araçlarının birliğe sokulmamasını ve şüpheli kişilerin askerlerle temasta bulunmamasını sağlayacağına, güvenliği ve disiplini bozacak hareketleri vaktinde ve derhal haber alarak gerekli tedbirleri alacağına ilişkin hükümler örnek verilebilir[616].